SATIR ARALARI

“Haydi bilgeliğin korkunç kabuğunu kıralım ve kendimizi gururla olgunlaşmış meyve gibi rüzgarın kocaman, çarpık ağzına atalım! Kendimizi tümüyle bilinmeyene verelim, umutsuzlukla değil. Saçmanın derin kuyularını tazelemek için yapalım bunu.”


Marinettti’nin (…) üç noktalarla dolu fütürist manifestosu tam da fütüristlere özgü aşırı coşkunun ifadesidir ve yukarıda alıntılana paragraf, o üç noktaların karşılıklarından biridir.
Çünkü çoğu zaman o üç noktanın, satır aralarının içindedir sanat. Kelimelerin tükendiği, sözün bittiği yerde başlar. Anlatılmayanın ifadesidir ve sonsuza uzanışın öyküsü…
Satır araları önce durmayı ve soluklanmayı çağırır, sonra boşluğu, sonra çoğalışı…
Her uzaklaştığınızda ve yakınlaştığınızda çoğalır satır araları, boşluk olmaktan çıkar, ayrıntının ötesine geçer. Birkaç adım sonrasında ise zaferini ilan eder.
Biz bakmayı, görmeyi, duymayı, okumayı bitirdiğimizde geride kalanı anımsatır. Süreçte toplayan zihin, bitişte yeniden yaratmaya başlamıştır.
İşte tam bu anda metaforların, alt metnin, bütünsel anlamın gizli geçitlerine dönüşür satır araları. Akıl ve ruh, o boşluktan sızarlar. Salt, katı bilginin kabuğunu kırarlar. Bilginin, deneyimin ve sezginin eşliğiyle anlamın ötesine geçerler, dili esnekleştirip yaratım sürecine dahil ederler.
Ne esin perilerinin işidir sanat ne de kategorize edilmiş bir aklın ürünü. Çoğu zaman beklendiği yere gelmez. Ele geçirilemez. Evet, işte bu dediğiniz anda şekil değiştirir. Bıraktığı boşluklardan sızmaya hazır olanları bekler.
Bütün bu süreçte geçmişi, anı ve geleceği aynı anda taşıyan sonsuz soyut bir boşluğa dönüşür, Tıpkı yaşam gibi.
Canan Beykal, Hülya Küpçüoğlu, Nazım İrem, Fatoş Beykal, Froso Papadimitriou, Victoria Rance, Salih Cem Nar, Sabrina Osborne…
Bilmekten, deneyimlerden, ayrıntılardan yola çıkarak kendilerine ait satır aralarını gösteriyorlar. Bunu yaparken kişisel yaratımlarında farklılığın altını çiziyorlar.
Birbirleriyle temas etmeyen üslupların bir araya gelişiyle bütünü parçalayıp dilin olanaklarına dikkat çekiyorlar.
Belki bir anımsatma ya da ayrıntıya dikkat çekme (…) dilin aykırı, ayrıksı yapısına gönderme…
Anlamın diğer yüzünü gösteren, zihnin savruluşuna izin veren satır aralarındaki boşluk. Yeni anlamlarla, kelimelerle doldurulmayı bekleyen cümle aralarındaki üç nokta. Ve yaşamın, sanatın doğasında olduğu gibi sonsuzu, belirsiz bir geleceği işaret eden, metni, anlamı sonlandırmayan üç nokta…

Nilgün Yüksel
Nisan 2014

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir